CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Engin Taşdemir, sosyal denge sözleşmelerinde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’na değişiklik yapma yetkisi verilmesi ve yetki görüşmelerinde çıkan tartışmalarla ilgili bir açıklama yayınladı. Taşdemir açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Geçtiğimiz hafta Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclis toplantısında, kamuoyuna yansıyan bir tartışma ile ilgili olarak partimizin de görüşlerini içeren bir metni sizler ile paylaşmayı zorunlu ve anlamlı buluyorum. Söz konusu meclis toplantısında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde uygulanmakta olan Sosyal Denge Sözleşmesinde düzenleme yapmaya, süre uzatımına veya sözleşme yapmak üzere Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanına yetki verilmesi ile ilgili teklif gündeme gelmiştir.
DOĞAN VE SİRMEN BEDEL ÖDEDİ
Sosyal Denge Sözleşmesi kavramı kamuoyunda pek bilinen bir mevzuat olmadığından, gelen teklifin de neyi amaçladığı halkımızca ve çalışanlarca net olarak anlaşılmamış olabilir. Bu teklif içerisinde geçen düzenleme yapmaya kelimesi aslında, tartışmanın tam da merkezidir. Ülkemizde Memurların Toplu Sözleşme mücadelesinde partimizin ve daha özelde belediye başkanlarımızın özel bir yeri bulunmaktadır. Türkiye’de memurlar adına imzalanan ilk toplu sözleşmelerde geçmiş dönem belediye başkanlarımız Celal Doğan ve Sefa Sirmen büyük katkılar sundular ve bu uğurda yargılandılar. Bugün 3 milyon memur çalışanın toplu sözleşme mücadele tarihi partimizin de içinde bulunduğu bir çabanın ortak ürünüdür.
AKP HÜKÜMETLERİ KISITLADI
Ancak AKP Hükümetleri bu hakkı, kısıtlamak, anlamsızlaştırmak ve memuru Kapıkulu durumuna indirgemek için her şeyden önce Anayasamızın 90. Maddesi’nde geçen ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Antlaşmalar kanun hükmündedir. ... Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.’ hükmüne aykırı bir şekilde belediyelerde imzalanan memur toplu sözleşmelerini, sosyal denge sözleşmesi adı altında, bir ulufeye dönüştürdü. Bu yasa tüm söz ve kararı belediye başkanlarına bırakan ve sendikaları sadece yalvarmaya zorlayan çağdışı bir düzenleme olup, aynı zamanda ülkemizin imza koyduğu İLO Sözleşmeleri ve Avrupa Sosyal Şartı’na da aykırıdır. Tipik bir AKP Yasası’dır.
BÜYÜKAKIN NE DİYOR?
Bir şeye toplu sözleşme demek için, 3 şart bulunmaktadır. Bunlardan biri özgür örgütlenme hakkıdır, İkincisi tarafların sözleşmenin içeriğini belirleme hakkıdır. Üçüncüsü tarafların masaya eşit oturma hakkıdır. Bugün Türkiye’de gerek Çalışma Bakanlığı ile 2 yılda bir yapılan memur toplu sözleşme sürecinde gerekse belediyelerde yürütülen Sosyal Denge Sözleşmeleri’nde bu 3 şartın hiçbiri yoktur. Tüm söz yetki ve karar işverene yani kamuya verilmiştir. İşte AKP’nin çalışma yaşamına bakışı budur. Bu bakış emekçiyi kapıkulu gibi görmekten ibarettir. Bu yıl içinde AKP’nin Çalışma Bakanı, belediyelerde Sosyal Denge Sözleşme ücretlerine tavan koyarak (Bugün için yaklaşık 1.335 TL ) bir başka hukuksal faciaya imza atmıştır. Tahir Büyükakın bir akademisyen olarak, toplu sözleşmeye tavan konmasını nasıl yorumluyor acaba? Bunu İLO sözleşmelerimiz ile birlikte nasıl izah ediyor?
TEKLİFLERİ DEĞİŞTİREBİLİR
Dolayısı ile Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gelen teklifteki düzenleme yapma yetkisi, belediye ve İSU Genel Müdürlüğü’nde çalışan ve 1335 TL brüt ücretin üzerinde ödeme alan memurların ücretini aşağıya çekmek için yetki alma çabasıdır. Bu durumda daha birkaç gün önce çalışanına yüzde 28 zam veren belediye başkanımız Fatma Kaplan Hürriyet ve bizlerin, emekçinin ücretinin aşağıya çekilmesi için oy vermesi beklenemezdi. Sayın Büyükakın ve ekibi bu teklifi, ücret indirimi yapmayacağı taahhüdü ile getirir ve sadece sözleşme imzalamak için yetki talep ederse kuşkusuz vereceğimiz oy evet olurdu.
MEMUR-SEN VE SENDİKACILIK
Bir başka gariplik de hükümetin has yandaşı Memur-Sen Sendikası. Büyükşehir Belediyesi, emekçilerin ücretini aşağıya çeken bu yasaya ses çıkartıp itiraz edeceğine, tam aksine hiç sesi çıkmıyor. Buna düşmeyecek kadar tecrübeli bir siyasi birikime sahibiz. Diğer yandan kendi üyelerinin alacağı ücreti aşağıya çeken, zapturapt altına alan bu düzenlemeye karşı AKP yandaşı Memur Sen’e bağlı Bem-Bir-Sen neden tek kelime etmemektedir? Kamuoyuna yansıyan tek bir sözleri yoktur. Bu sendikanın Kocaeli şube başkanı kimdir? Nerede çalışır, kurumla ne görüşme yapar? Üyesi için hangi konuda sesini yükseltir? Doğrusu biz bilmiyoruz. Buradan hodri meydan diyoruz. Belediye meclisine gelen bu düzenleme ile ilgili Memur-Sen ve Bem-Bir-Sen bir açıklama yapsın. Üyelerinin ücretleri aşağıya çekilirken bugüne dek tek söz etmedikleri AKP hükümetine ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne karşı bu mevzuat ve yasal düzenleme hakkında hangi direnişi ve eylemi yaptılar? Lütfen bizlere açıklasınlar biz de bilelim.
BELEDİYE EMEKÇİLERİNE ÇAĞRI
Buradan son olarak değerli kamuoyuna ifade etmek isterim ki, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde gündeme gelen yetki tartışmasının kaynağı olan 4688 Sayılı Yasanın 32. Maddesi, ülkemizin imza koyduğu uluslararası antlaşmalara ve Anayasa’nın 90. maddesine aykırıdır. Gelin, ülkemizi İLO raporlarında sonuncu sıralara düşüren, saygınlığımızı zedeleyen bu düzenlemelere karşı birlikte mücadele edelim. Ortak menfaat ve çıkarımız bunu gerektirir. Emekçi halkımız da bunun karşılığını görür. Bu sebeple, Kocaeli Büyükşehir Belediyemizde görev yapan emekçileri, kendilerini maliyet muhasebesinin yan ürünü gibi gören bu yaklaşıma karşı, bu kadük düzenlemeye karşı gerçek bir toplu sözleşme için çaba göstermeye davet ediyorum.
BU VEBALİN ALTINA GİRMEYİZ
Yarın, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde ve İSU Genel Müdürlüğü’nde binlerce memurun ücreti bu meclis kararı ile aşağıya çekildiğinde bunun hesabını siz ve yandaşınız Memur-Sen verir. Bizler bu vebalin altına girmeyiz. Sayın Büyükakın’a da çağrımız, gelen teklifi, ücretleri aşağıya çekmemek, ve uluslararası sözleşmelerin gereğini yapmak sözünü vermesi ve yetki teklifinde buna atıfta bulunması şeklinde revize etmesi durumunda evet oyu vereceğimizi belirtiyoruz.”