DİSK’li kadınlar, işyerinde şiddet ve tacize karşı uluslararası alanda kabul edilen ILO 190 sözleşmesinin tarafından uygulanması için hep bir ağızdan haykırdı
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Lastik İş Sosyal Tesisleri’nde bir araya gelen DİSK Kadın Komisyonu İLO 190 sayılı ‘İşyerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi’nin onaylanması için yetkililere hep bir ağızdan seslendi. ILO 190 sayılı sözleşmenin sıra İstanbul Sözleşmesi’nin de kabul edilmesi için kampanya başlatan DİSK’in basın açıklamasına İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Bölge Temsilcisi ve Genel İş Şube Başkanı Vedat Küçük, iş yeri temsilcileri ve çalışanlar katıldı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, yaptığı açıklamada “Hepimiz biliyoruz ki toplumsal hayatın bütününde eşitsizlikler, adaletsizlikler var. Pandemi sürecinde daha fazla işsiz kalan istihdamdan çekilen daha fazla yoksullaşan yine kadınlar oldu. Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri daha da tırmandı. ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin kabulü için başlattığımız bu kampanya ve mücadele süreci iş yerlerinden alanlara, TBMM’deki siyasi partilere kadar sürecin bütün muhataplarıyla paylaşılacak” diye konuştu.
Sözlerini sürdüren Çerkezoğlu, “İstanbul Sözleşmesi’nin gece yarısı kararnamesi ile kaldırıldığı bu ülkede İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkıyoruz. Hem 6284 sayılı yasanın etkin uygulanmasını sağlamak hem ILO sözleşmesinin uygulanmasını sağlamak için bu mücadeleyi bir kez daha büyütmekte kararlıyız. Yarın İzmir, ardından Adana ve Trakya’da arkadaşlarımız bu açıklamaları yapacak. Perşembe günü ise Ankara’da olacağız. Bu hafta boyunca DİSK’li işçiler ILO 190 onaylansın kokartlarıyla çalışmaya devam edecek. Kadına yönelik her türlü baskı, ayrımcılığa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Çerkezoğlu’nun ardından İzmit Belediyesi’nde Süpürge Operatörü olarak çalışan Esin Güral, sözü aldı. Güral, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nün tarihine değinerek “25 Kasım, kadına yönelik artan şiddete, kadın cinayetlerine, erkek şiddetine, derinleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadelede önemli mihenk taşıdır. DİSK olarak bu yıl da 25 Kasım ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde’ isyanımızı yükseltiyoruz. İçinden geçtiğimiz salgın koşulları kadınların evde ve kamusal alanda karşılaştığı şiddeti, tacizi ve ayrımcılığı artırdı. Salgın, dünyanın her yerinde var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini daha da derinleştirdi” dedi.
Sözlerini sürdüren Güral, “Kadınlar daha fazla iş ve istihdam kaybına uğradı ve daha çok yoksullaştı. Çocuk, yaşlı ve hasta bakımı kadınların üzerine yıkıldı. En yaygın hak ihlallerinden biri olan kadına yönelik erkek şiddeti eşitsizliklerden ayrımcılıklardan ve ataerkil sistemin güç ve iktidar ilişkilerinden beslenmeye devam ediyor. Tüm bunların üstüne siyasi iktidarın kadın düşmanı politikaları eşitsizliği ve ayrımcılığı derinleştiriyor. Kadınları erkek şiddetine karşı korumasız bırakıyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek, kovuşturmak, ortadan kaldırmak için düzenlenmiş ve Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için atılan adım bu örneklerden yalnızca biridir” diye konuştu.
“Bilinmeli ki biz DİSK’li kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz” diyen Güral sözlerini şöyle sürdürdü: “İstanbul Sözleşmesi yaşatır demeye devam edeceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen derinleştiren normalleştiren her icraat ve söylem, kadına yönelik şiddetin önünü açmaya devam ediyor. Nafaka hakkının tartışılması, 6284 sayılı şiddet önleme Yasası’nda ‘reform’ tartışmaları şiddeti yeniden üretiyor. Kadına yönelik şiddete mazeret üretmeye çalışan yargı kararları da şiddeti desteklemeye devam ediyor. Hayatta kalmak için kendisine şiddet uygulayan erkeği öldüren kadına yıllarca hapis cezası verilirken katil erkeklere cezasızlık politikaları uygulanmaya devam ediyor.”
Çalışma hayatı ve işyerlerinin de kadınlar için güvenli olmadığını belirten Güral, “İşyerlerinde kadınlar fiziksel, cinsel, psikolojik şiddet ve taciz ile karşı karşıya kalıyor. Biliyoruz ki çalışma hayatında kadına yönelik şiddet ve taciz evrensel bir sorundur. 2019 yılının haziran ayında Uluslararası Çalışma Konferansı, işyerlerinde toplumsal cinsiyet temelli şiddet başta olmak üzere her türlü şiddetin ortadan kaldırılması için ILO 190 sayılı Sözleşme’yi gündemine almıştı. Sözleşme, 25 Haziran 2021’de yürürlüğe girdi. ILO 190 sayılı Sözleşme, şiddeti tek taraflı ısrarlı takip, tehdit, sözlü kötü muamele gibi geniş kapsamlı olarak tanımlaması ve herkesi kapsamasıyla şiddete ve tacize karşı mücadele için önemli bir yol haritasıdır” dedi.
Güral, “DİSK olarak diyoruz ki; ILO 190 sayılı ‘İşyerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi’ hükümet tarafından hızla onaylanmalı ve etkin bir biçimde uygulanmalıdır. ILO 190 sayılı Sözleşmesi’nin onaylanması için kampanyamızı işyeri iş yeri, kent kent yürütecek ve mücadelemizi büyüteceğiz. Emeğimize, ekmeğimize ve hayatlarımıza sahip çıkacağız. Her alanda inatla ve umutla mücadele eden kadınlar olarak taleplerimiz açıktır ve nettir: İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin bir biçimde uygulansın! 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Sözleşme onaylansın! Kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır” dedi.
Güral son olarak “Özellikle kamu kurumları ve yerel yönetimler tarafından kreş, gündüz bakım evi, hasta ve yaşlı bakım evleri gibi merkezler açılarak tüm kadın ve erkeklerin ücretsiz yararlanabileceği bir hak olarak tanımlanmalıdır. Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir. İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır. Covid-19 pandemisinin yarattığı iş ve istihdam kayıplarından en çok etkilenen, iş ve gelir kaybına uğrayan kadınlar için özel önlemler alınmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı.